1765 yılında, James Watt adında bir adam, mevcut buharlı motorların neden bu kadar verimsiz çalıştığını düşünmeye başladı. Bunlar büyük, kolay taşınamayan, bakımı zor, üretimi pahalı, yüksek maliyetli ve sık sık arıza veren motorlardı. Watt, motor ile yoğunlaşma odasını birbirinden ayırarak buharlı motorları çok daha verimli ve sorunsuz hâle getirdi. İcadı sayesinde, artık daha az kömürle daha çok enerji üretmek mümkün hâle geldi. Daha az sorun çıkarmaya başladılar ve maliyetleri de azaldı. Böyle bir icadın kömür kullanımını azaltmasını beklersiniz, değil mi?
Tam tersi oldu. Kömür kullanımı o kadar arttı ki, Londra’nın üzerinde “kara bulutlar” oluşmaya başladı. Watt, buharlı motorları uygun maliyetli hâle getirip enerji tasarrufu yapmalarını sağlayınca daha yaygın hâle geldiler, farklı endüstrilerde de kullanılmaya başladılar ve uzun vadede endüstriyel devrimi tetiklemiş olsalar da herhangi bir şekilde “tasarruf edilmesine” neden olmadılar.
Buna Jevons Paradoksu adı veriliyor ve sadece kömür değil, her türden kaynak için geçerli. Bir şeyi daha kolay erişilebilir ve daha uygun maliyetli hâle getirmek, istenenin tam tersi sonuçlar doğurabiliyor. Peki, bulut bilişim için de aynısı söylenebilir mi? 2023 itibarıyla hemen herkes işletmelere bulut bilişime geçiş yapmasını tavsiye ediyormuş gibi görünüyor; fakat bu şekilde gerçekten tasarruf edebilir misiniz, yoksa Jevons Paradoksunun farklı bir biçimini mi yaşıyoruz? Gelin, bu sorulara birlikte yanıt arayalım ve Bitrix’in sunduğu bulut ekosistem araçlarının neden bulut hizmetleri için ideal bir alternatif olabileceğini anlatalım. Ancak önce, bulut bilişim nedir sorusuyla başlayalım.
Bulut bilişim nedir sorusunun cevabı aslında oldukça basit. Bulut bilişim, BT kaynaklarının tesis/işletme dışında olması ve bir internet bağlantısı kullanılarak uzaktan erişilmesi anlamına geliyor. Bu kaynaklar, bir bulut hizmet sağlayıcısı tarafından saklanıyor ve kullanıcı erişimine açılıyor. İşletmeler artık sunuculara, veritabanlarına ve bilgi işlem uygulamalarına yalnızca internet üzerinden (ve bir web tarayıcısı ile) erişebilir hâle geliyor. İşletmelerin bir bulut bilişim hizmetine ne düzeyde geçtiğine bağlı olarak, bu teknolojinin üç temel şekilde uygulandığını söyleyebiliriz.
Hizmet Olarak Altyapı (IaaS): "Infrastructure as a service" anlamına gelir. Bu seçenekte, bulut bilişim yalnızca işletme verilerinin kaydedilmesi ve/veya saklanması için dijital bir veri tabanı ve/veya bulut depolama alanı olarak kullanılıyor. Uygulama geliştirme, e-posta, işletim sistemleri ve işletmenin diğer veri tabanı kayıtları, bulut hizmetlerini değil, tesis/işletme içi kaynakları kullanmaya devam ediyor.
Hizmet Olarak Platform (PaaS): "Platform as a service" anlamına gelir. İşletme, yalnızca kendi veri merkezinde iş verilerini saklamaktan sorumlu. Geri kalan her şey bulut teknolojisi şirketleri tarafından sanal makine altyapılarıyla sağlanıyor.
Hizmet Olarak Yazılım (SaaS): "Software as a service" anlamına gelir. İşletme, BT altyapısını tamamen buluta taşıyor ve satın alma, e-posta, işletim sistemleri, uygulama geliştirme, bulut depolama gibi ihtiyaç duydukları her şeyi bulut bilişim aracılığıyla (ve bir web tarayıcısı ile) almaya başlıyor.
"Cloud Computing" olarak da bilinen bulut bilişim teknolojisinin ne kadar etkili olacağı ve ne düzeyde bir tasarruf sağlayacağı, elbette bu seçeneklerden hangisinin tercih edildiğine göre değişiklik gösteriyor. Ancak her hâlükârda, bakım ve yönetim giderlerini azaltmanız ve hatta bazı senaryolarda tamamen ortadan kaldırmanız, bir şekilde tasarruf etmenizi sağlayacaktır, değil mi? Amazon Web Services ve Google Cloud gibi bulut tabanlı hizmetlerin %50’ye varan düzeyde tasarruf etmenizi sağlayacağını iddia eden kaynaklar dahi var. Ancak belirli bir süre (ortalama 3 sene) geçtikten sonra, hizmet olarak bulut bilişim kullanmanın (kullandıkça öde gibi özelliklere rağmen) donanım ve yazılım bakımından daha maliyetli hâle geldiğini iddia eden araştırmalar da bulunuyor.
Bulut bilişim gerçekten de belirli ölçülerde tasarruf etmenize olanak tanır ve maliyetleri düşürmeye yardımcı olur, bu konuda herhangi bir fikir ayrılığı bulunmuyor. Diğer bir deyişle, en azından ilk birkaç sene boyunca ve kısa vadede bulut sağlayıcıları kullanarak giderlerinizi azaltabiliyorsunuz. Tam olarak ne kadar azaltabileceğiniz elbette işletmenizin büyüklüğüne ve tercih ettiğiniz bulut bilişim türüne (örneğin özel bulut veya hibrit bulut, hizmet olarak yazılım - SaaS veya hizmet olarak altyapı - IaaS) göre değişiklik gösteriyor, ancak her hâlükârda giderlerinizde bir azalma olacağından ve hatta iş akışınızın (çoğu şeye internet üzerinden ulaşabileceğiniz için) daha pratik hâle geleceğinden emin olabilirsiniz. Peki, bu nasıl mümkün oluyor? Diğer bir deyişle, bulut bilişimin tasarruf etmenizi sağlaması nasıl gerçekleşiyor?
Veri depolamayı şirket içinde yürütüyorsanız, büyük ölçekli sunuculara ihtiyacınız olacaktır. Bunların her biri, gereksinim duydukları donanım gücü nedeniyle binlerce dolara mal olabilir. Dahası, bu sunucuları yerleştirmek için büyük bir alana da gerek vardır. Bu alanın belirli standartlara uygun olması, örneğin doğal afetlere karşı korunması ve soğutulması da gerekecektir. Tüm bunlar hem başlangıçta hem de sonrasında düzenli masraf yapmayı zorunlu hâle getirir. Oysa bulut hizmetlerini kullanır ve veri depolama işini bulut sağlayıcıları ile internet üzerinden yaparsanız, tüm bu maliyetlerden kurtulursunuz.
Bulut hizmetlerinin en iyi yönü, herhangi bir veri için kullanılabilir olması ve bir çalışma ortamındaki tüm dijital bilgileri çevrimiçi depolayarak internet üzerinden ulaşılabilir hâle getirmesidir. Bu önemli bir avantajdır zira depolama için şirket içi bilgisayar ve sunucuları kullanmamanız, bakım/onarım masraflarının da çok büyük oranda azalmasına neden olacaktır. Bilgi işlem ekibinizin de minnettar kalacağından emin olabilirsiniz.
Bilgi işlem teknolojisinin sürekli değişmesi ve yenilenmesi, işletmelerin kullandıkları yazılım platformlarının da güncellenmesini gerektiriyor. Bu, sadece güvenlik amaçlı yapılan güncellemelerden ibaret değil. Örneğin, çok büyük rakamlar ödeyerek satın aldığınız bir envanter takip yazılımı, yeterli güncelleme almaması nedeniyle birkaç sene içinde güncel teknoloji karşısında yetersiz kalabilir. Bu, normalde yazılım değiştirmek için yeniden masraf yapmanızı gerektirir. Oysa bir hizmet olarak yazılım (SaaS) kullanırsanız, her türlü güncelleme ve yenileme bir bulut sağlayıcısı tarafından internet üzerinden gerçekleştirilecektir. Daima en güncel sürümü kullanır ve düzenli olarak “yazılım yenileme masrafı” yapmaktan kurtulursunuz.
Ölçeklendirme, küçük ve orta ölçekli işletmeler için en büyük problemlerden biri. Basit bir örnek verelim; küçük bir işletme olduğunuzu ancak tatil döneminde çok fazla sipariş aldığınızı, bunları takip etmekte zorlandığınızı düşünelim. Verimli bir iş akışı için büyük masraflar edip özel bir ağ kurduğunuzu, e-posta kapasitenizi arttırdığınızı, hatta yeni yazılım paketleri aldığınızı varsayalım. İyi ama tatil dönemi bittikten sonra ne olacak? Bunca masraf yaparak kurduğunuz altyapı, artık sizin için çok büyük ve kullanışsız. Yılda sadece 3 ay işinize yarayacak bir sistem kurmak için bu kadar uğraşmaya ve masraf yapmaya değer mi?
Bir genel bulut hizmeti kullanmak, bu sorunu çözmeye yardımcı olur. Bulut bilişim sayesinde veri, bilgi işlem ve yazılım altyapısını sadece ihtiyacınız olduğunda artırabilir ve bu ihtiyaç ortadan kalktığında azaltabilirsiniz. Bulut teknolojisi, şirketinizi kolayca ölçeklendirmeye olanak tanır ve iş yükünüz ne olursa olsun verimli bir hizmet elde edebilmenizi sağlar. Kalıcı, geçici ve pahalı çözümler yerine bir bulut sağlayıcısı tarafından sunulan hizmetlerle ve düşük maliyetle, ihtiyacınız kadar büyür veya küçülürsünüz.
İster tek bir yerde ister birden fazla yerde şirket içi veri depolama kullanan işletmeler, sadece sunucuları için yer bulmak zorunda değildir, aynı zamanda bu sunucuların yarattığı enerji faturalarını da ödemek zorunda kalırlar. Veri merkezlerindeki sunucular 7/24 çalışır ve önemli miktarda enerji harcar. Yukarıda da belirttiğimiz gibi, bu merkezlerin belirli bir sıcaklıkta tutulması gereklidir. Yani iklimlendirme için de sadece tek bir yerde dahi yine ciddi miktarlarda enerji harcanacaktır, birden fazla yerde ise bu gider daha da büyüyecektir. Büyük bir veri merkezinin kullandığı enerjinin miktarı, tek bir yerde dahi geleneksel bir ticari ofisin 10 ila 50 katı kadar yüksek olabilir. Birden fazla yerde, bu rakam astronomik seviyelerde olabilir.
Genel bulut veri depolamaya geçerek, tüm bu enerji giderlerinden kurtulabilirsiniz. Sunucular bulut sağlayıcısı tarafından yönetileceği için, enerjiyi harcayan da o olacaktır. Elektrik faturalarınızı kayda değer miktarda düşürebilir, hatta bunu en büyük tasarruf kaleminiz hâline getirebilirsiniz. Ayrıca bulut bilişim ile enerji kesintilerini de dert etmenize gerek kalmaz, hizmet kesintisiz devam eder.
Bir şirketin veri depolamak için kullandığı altyapıyı yönetmek oldukça maliyetli bir iştir. Bunlar karmaşık ekipmanlardır ve deneyimli bilgi işlem çalışanlarının istihdam edilmesini gerektirir. Bu da kaçınılmaz olarak yüksek personel maliyetlerine neden olur. Ancak genel bulut veri depolamaya geçiş yaparak, bilgi işlem personeli maliyetlerinde ciddi bir azalma elde edebilirsiniz.
Bulut teknolojisi, sunucu altyapısını yönetme sorumluluğunu hizmet sağlayıcısına yükler. Dolayısıyla şirket içi bilgi işlem personelinizin iş yükü azalır ve iş gücü maliyetleri de düşer. Bulut bilişim sayesinde, bilgi işlem çalışanları diğer görevlere odaklanmak için daha fazla zamana sahip olacağından, bu durum genel anlamda iş akışınızın daha verimli hâle gelmesine de yardımcı olur.
Bulut bilişim hizmetleri kullanarak elde edebileceğiniz maliyet tasarrufları arasında, ekip üyelerinin verimliliğinin artması da yer alır. Veri yönetimi ve iş akışı için kullanılan bir yazılım, çok kısa bir süre içerisinde kullanışsız ve yetersiz hâle gelerek iş akışını baltalayabilir. Böyle bir yazılım, pratik bir kullanım sunamaz, mobil cihazlarda sorunsuz bir deneyim sunamaz, özel eğitim gerektirir ve oldukça katı iş akış süreçlerine sahiptir. Dahası, belirli bir yazılım, farklı amaçlarla kullandığınız diğer yazılımlarla entegre şekilde çalışmayabilir. İş akışının rahat, pratik ve kullanışlı olmaması, doğal olarak üretkenliğinizi de kötü yönde etkileyecektir.
Ancak internet üzerinden bulut bilişim hizmetleri kullanmak üretkenliği artırır ve her şeyden önce tüm çalışanların aynı platformu kullanabilmesini sağlar. Yani departmanların kendi özel yazılımlarını kullanması nedeniyle iş akışında ortaya çıkan sorunları ortadan kaldırır. Genel veya özel bulut bilişim hizmetlerinin öğrenilmesi ve uygulanması da daha az zaman alır. Örneğin yeni bir yazılıma geçiş yapmak, şirket çapında donanım değiştirilmesini gerektirebilir ve bu da haftalar sürebilir. Oysa hibrit veya özel bulut bilişim hizmetlerinin kurulumu yalnızca birkaç saat sürer. Çalışanlarınız işe daha çabuk geri dönebilir ve internet üzerinden sunulan bulut hizmetlerini çok daha kolay öğrenebilir, zira bu hizmetler web tabanlıdır ve genellikle sezgisel arayüzlere sahiptir.
Peki, bu avantajlar pratikte ne kadar etkili oluyor? Diğer bir deyişle, bulut bilişim teknolojisinin avantajları herhangi bir şekilde tasarruf etmenizi gerçekten de sağlıyor mu? ABD hükümetinin yaptığı bir uygulamaya göz atarak bir fikir elde edebiliriz.
ABD hükümeti, bilişim hizmetleri altyapısı için yaklaşık 90 milyar dolar harcıyordu ve maliyetleri azaltmak için 2010 yılından itibaren hızlı bir şekilde bulut bilişim kullanmaya başladı. Örneğin:
İç Güvenlik Bakanlığı, 2017 yılında veri depolama ve erişim amaçlarıyla bulut bilişim teknolojisinin avantajlarından yararlanmaya başladı.
Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi, hava durumu veri akışına anında erişim sağlamak için 2017 yılında bulut teknolojisi özelliklerini kullanmaya başladı.
Hazine İdaresi, para basımına yönelik malzemeleri takip etme amacıyla kullandığı yazılım sistemini 2012 yılında bulut hizmeti şeklinde vermeye başladı.
Savunma Bakanlığı'nın bir parçası olan ABD Ulaştırma Komutanlığı, 2018 yılında dünya çapında kargo ve yolcu taşıyan tüm bilgisayar sistemlerini bulut bilişim yapısına geçirmeye başladı.
2019 yılında, toplamda 16 federal kurum hemen hemen tamamen bulut çözümleri kullanmaya başlamıştı. Bunun gerçekte ne kadar etkili ve faydalı olduğu araştırıldığında, ortaya şu sonuçlar çıktı:
2014 ile 2019 arasında, 13 kurum toplamda 291 milyon dolar tasarruf ettiğini bildirdi.
Ancak kalan 13 kurumun yetkilileri, herhangi bir şekilde tasarruf edemediklerini bildirdi.
Bu durum, bazı kurumların maliyet ve veri depolama verilerini bir karşılaştırma yapmaya uygun herhangi bir şekilde kaydetmiyor olmasından da kaynaklanabilir, ancak ortada mucizevi bir tasarruf olmadığı aşikâr. Bulut teknolojisi, 90 milyar dolarlık bir altyapıda beklenen etkiyi yaratamamış görünüyor. Peki, bunun nedeni ne ve şirketlerin bulut hizmetleri bakımından beklentileri gerçekte ne olmalı?
Bir işletme ister özel bulut, ister genel bulut, ister hibrit bulut olsun; hızlı bir şekilde bir bulut bilişim hizmetine geçiş yaptığında, çalışanlar donanım ve yazılım bakımından pratik, etkili ve pek çok sorunu çözebilecek bir araç elde etmiş oluyor. Ancak tıpkı "buharlı motor" örneğinde olduğu gibi, aynı nedenle her yerde ve her işte onu kullanmaya başlıyorlar. Bu, aynı zamanda bulut hizmetleri için daha fazla harcama yapılmasına neden olup, maliyet tasarrufu bakımından negatife dönülmesine neden oluyor. Örneğin, cloud computing (bulut bilişim) hizmetinin bir parçası olan "kullandıkça öde" özelliği başlangıçta tasarruf etmenizi sağlıyor ancak zaman içerisinde "çok fazla kullanarak" bunu tersine çeviriyorsunuz, nitekim yukarıda bahsettiğimiz araştırmanın 3 yıllık bir süre sonunda bulut bilişim hizmeti maliyetleri bakımından negatif veriler göstermesinin temel nedeni de bu.
Yani, nasıl kullandığınıza bağlı olarak, bir bulut hizmetiyle hem tasarruf edebilir hem de daha çok ödemek zorunda kalabilirsiniz. Bu hizmet, maliyetleri başlangıçta düşürmesi nedeniyle gerçekten de ucuza geliyor, ancak bir işletme onu ne kadar sık kullanırsa, uzun vadede daha pahalı hâle gelmesine de neden olabiliyor.
Ancak maliyet tasarrufu ve veri yönetimi, belki de bilişim hizmetleri bakımından tek kriteriniz olmamalıdır. Örneğin, benzinle çalışan iki araba düşünün: Biriyle, 100 kilometrelik bir mesafeye sadece 100 liralık benzin alarak gidebiliyorsunuz, ancak frenleri pek tutmuyor ve her an sizi yolda bırakabilir. Diğeri ise aynı mesafeyi 150 liralık benzinle kat ediyor, ancak ABS frenlere sahip ve yolda kalma ihtimaliniz çok düşük. Hangisini tercih edersiniz? 50 liralık fark, gerçekten de risk almaya değer mi? Bir bulut hizmeti tercih etmenin "çeviklik" elde etmenizi sağlayacağını da unutmayın, yani yanlış şeyi daha ucuza yapmak yerine doğru şeyi yapmanız birçok olanak tanır. İşletmenizi etkili ve verimli biçimde yönetmek istiyorsanız, maliyeti biraz daha fazla olsa da ikincisi daha iyidir.
Bunun cevabını verebilecek olan sizsiniz. Ancak bir alternatif sunarak işinizi kolaylaştırabiliriz. Mevcut tüm hizmet olarak yazılım çözümlerinin yerini alabilecek olan ve %100 sabit ücret avantajı sunan Bitrix24, sadece başlangıçta değil, uzun vadede de maliyet tasarrufu avantajını devam ettirmenizi sağlar. Verilerinizi diğer sistemlerden kolayca taşıyabilir, sınırsız sayıda kullanıcı için sonsuza kadar ücretsiz kullanabilir, tüm favori hizmetleriniz ve uygulamalarınızla entegre edebilirsiniz. Bitrix24, şirket içi operasyonlarınızda bulut bilişim teknolojisinin avantajlarından verimli bir şekilde yararlanmanıza yardımcı olur ve aynı zamanda neden olabileceği uzun vadeli sorunlarından uzak kalmanızı sağlar.