Teknolojinin hızla gelişmesiyle birlikte yazılım geliştirme süreçleri büyük bir dönüşüm geçirmiştir. Geliştirici olmayan kişiler için bile uygulama geliştirmek artık oldukça kolaydır. No-Code ve Low-Code platformları, yazılım geliştirme konusunda teknik bilgi gereksinimini azaltarak herkesin kendi dijital ürünlerini yaratmasına olanak tanır. Bu platformlar, özellikle girişimciler ve küçük işletmeler için büyük fırsatlar sunar. Hızla gelişen bu yeni teknolojinin geleceği, yazılım geliştirme alanında önemli değişiklikleri beraberinde getirmeye devam etmektedir.
Peki, gerçekten kod yazmadan ürün geliştirmek mümkün mü? Bu içerikte No-Code ve Low-Code platformlarının sunduğu imkanları daha yakından inceleyeceğiz.
Kod yazmadan ürün geliştirmek artık bir hayal değil! No-Code ve Low-Code platformlar sayesinde teknik bilgiye sahip olmadan sürükle ve bırak yöntemiyle hızlı bir şekilde siz de uygulama geliştirebilirsiniz. İş süreçlerinizi hızlandırmak ve yenilikçi çözümler üretmek için Bitrix24 araçlarından yararlanabilirsiniz.
Uygulama geliştirme sürecini hızlandıran, kullanıcıların grafiksel araçlar ve gömülü fonksiyonlar kullanarak uygulamalar tasarlamalarına olanak tanıyan yöntem, “Low-Code nedir?” sorusunun cevabını verir. Geleneksel yazılım geliştirme süreçlerinde yazılımcılar, her satırı manuel olarak kodlamak zorunda kalır. Ancak Low-Code (düşük kodlu) destekleyen platformlar, buna ihtiyaç duymadan bu süreci büyük ölçüde basitleştirir. Kullanıcılar, sürükle-bırak işlevi ile uygulamalar oluşturabilir ve özelleştirebilir. Pro-Code yazılım hala bazı durumlarda gerekli olsa da düşük kodlu platformlarla geliştiriciler, hızlı başlama ve uygulama geliştirme fırsatı bulur. Gartner tarafından yapılan araştırmaya göre; 2026 yılına kadar Low-Code platformları kullananların %80’ini, BT departmanları dışında kalan kullanıcıların oluşturacağı öngörülmektedir.
Peki, “No-Code nedir?” No-Code ise Low-Code’un bir adım ötesine geçerek teknik bilgiye sahip olmayan kullanıcıların bile kodsuz bir şekilde uygulama geliştirmelerine imkân veren bir yaklaşımdır. No-Code platformlar, kullanıcıların tek bir kod bile yazmadan uygulamalar oluşturmasına olanak tanır. Bu platformlar, özellikle küçük işletmeler ve girişimciler için faydalıdır. Bu sayede kodlama bilgisine sahip olmayan kişiler bile masaüstü veya mobil uygulamalar oluşturabilir.
Özellikle teknik bilgiye sahip olmayan kullanıcılar için No-Code uygulama yapma işlevi büyük bir avantajdır. Bu platformlar, kullanıcıların yazılım geliştirme sürecine katılımını kolaylaştırır, iş kullanıcıları ve işletme sahipleri verimli bir şekilde kendi uygulamalarını hızla oluşturabilir. Low-Code ise geliştiricilerin uygulama prototipleri oluşturmasını ve mevcut sistemlerle entegrasyon sağlamasını kolaylaştırır.
Her iki platform da işletmelerin yazılım geliştirme maliyetlerini azaltmalarına, süreçleri hızlandırmalarına, teknolojiye daha fazla erişmelerine ve platformlar arası kolayca geçiş yapmalarına yardımcı olur. Karmaşık yazılım geliştirme süreçlerini ortadan kaldırır ve herhangi bir yazılım geliştirme deneyimi olmayan kişilere bile hızlı ve kolay şekilde kendi projelerini başlatma imkânı tanır. Bu araçlar, sadece başlangıç seviyesindeki uygulamalar için değil, prototipler ve MVP’ler (Minimum Viable Product) için de uygundur. Özellikle pazara hızlıca giriş yapmayı hedefleyen girişimciler ile iş süreçlerini otomatikleştirmek, hızlı prototipler oluşturmak ve inovasyon sürecini hızlandırmak isteyen firmalar, tek bir satır kod yazmadan hızlı ve etkili şekilde uygulamalar geliştirebilir.
Bu araçların evrimi, Rapid Application Development (RAD) araçları olan Excel, Lotus Notes ve Microsoft Access gibi erken dönem teknolojilere dayanır. Kullanıcılara belirli düzeyde yazılım geliştirme yetenekleri sunan araçlar, kullanım için belirli teknik bilgi gerektiriyordu. Modern LCNC platformları ise sürükle-bırak arayüzler ve otomatikleştirilmiş süreçlerle bu teknik engelleri minimuma indirerek yazılım geliştirmeyi daha geniş bir kullanıcı kitlesine açtı. Ancak başarılı uygulamalar oluşturmak için deneyimli yazılımcılarla çalışmak hala önemini korumaktadır. Özellikle büyük ölçekli kurumsal kullanımlar için uygulamanın güvenliğini ve ölçeklenebilirliğini sağlamak adına uzmanların projeye dahil edilmesi gerekir.
Geleneksel yazılım geliştirme süreçlerine bağlı kalmadan, kendi iş çözümlerinizi üretmeye hazır mısınız?
Şimdi DeneGeleneksel yazılım geliştirme süreçleri, yüksek beceri gerektiren kod yazma süreçlerine dayanır ve uygulama geliştirmek için deneyimli yazılımcılara ihtiyaç duyulur. Ancak No-Code ve Low-Code platformlar, bu süreci kolaylaştırır; teknik bilgiye sahip olmayan kullanıcılar bile uygulama geliştirebilir. Her iki platform da görsel programlama, model tabanlı tasarım, otomatik kod üretimi gibi prensiplere dayanır. Bu sayede iş süreçlerine aşina olan fakat uygulama geliştirmeyi bilmeyen kişiler bile uygulama yapabilir.
Low-Code ve No-Code yazılım geliştirme süreçlerinin nasıl işlediğine adım adım bakalım:
Geliştirilmesi planlanan uygulamanın hangi iş ihtiyaçlarını karşılayacağını belirlemek önemlidir. Low-Code ve No-Code uygulama oluşturma süreci, ne tür bir uygulama yapıldığını net bir şekilde anlamakla başlar. Bu aşamada uygulamanın çözmesi gereken sorunlar, hedef kullanıcı kitlesi ve gerekli olan veri ve bilgilere karar verilir.
Bir sonraki adımda uygulamanın temel iş süreçleri ve akışları tasarlanır. Kullanıcılar, görsel olarak iş akışlarını tasarlayabilir. Bu süreç, uygulama içindeki modüllerin tanımlanmasıyla başlar. Modüller, belirli bir amaçla işlev gören bağımsız bileşenlerdir. Örneğin, bir modül veri toplayabilirken bir diğeri herhangi bir aksiyon başlatabilir. Kullanıcılar, iş akışlarını modüller halinde tasarlayarak her birini birbirine entegre eder.
Bu aşamada uygulama tasarımına başlandıktan sonra modüller entegre edilir ve işlevsellik kontrol edilir. Low-Code platformlar, uygulama geliştirme sürecinin bu kısmında kullanıcıya esneklik sunsa da süreç, yazılım geliştirme deneyimi olan kişilerden destek almayı gerektirebilir. No-Code sürecinde ise tamamen sürükle-bırak özelliği kullanılabilir. Teknik bilgi gerekmez ve uygulama hemen test edilebilir.
Test aşamasından, geribildirimler toplandıktan ve gerekli düzenlemeler yapıldıktan sonra uygulama yayına alınabilir. No-Code platformlar, uygulamayı kolayca başlatabilir. Modüller, kullanıcı tarafından hızlıca test edilip hatalar giderildikten sonra tamamen işlevsel hale gelir. Low-Code platformlar ise daha fazla özelleştirme için teknik uzmanlık gerektirebilir.
Uygulama yayına alındıktan sonra kullanıcılar performansı izler ve gerektiğinde iyileştirmeler yapar. Araçlar sayesinde kullanıcılar uygulama üzerinde değişiklik yapabilir ve ihtiyaçlarına göre sürekli olarak güncellemeler ekleyebilir.
Bu basit adımlar, “Kod yazmadan mobil uygulama nasıl yapılır?” sorusunun da cevabını verir.
Dijital dönüşümün hızlanmasıyla birlikte yazılım geliştirme süreçleri daha erişilebilir hale gelmiştir. No-Code ve Low-Code araçlar karşılaştırması, hangi platformun işletmeler ve bireyler için uygun olduğunu belirlemek açısından kritik bir konudur. Her iki model de hızlı uygulama geliştirme imkânı sunsa da kullanım alanları farklılık gösterir. İki platformu aşağıdaki kriterlere göre inceleyelim:
Peki, hangi platform sizin için daha uygun?
Geleneksel yazılım geliştirme süreçlerine bağlı kalmadan, kendi iş çözümlerinizi üretmeye hazır mısınız?
Şimdi DeneGeleneksel yazılım geliştirme süreçleri zaman alıcıdır, pahalıdır ve yüksek teknik bilgi gerektirir. Ancak Low-Code ve No-Code platformları, uygulama geliştirme sürecini hızlandırır ve kod yazma ihtiyacını azaltır. Hem teknik ekipler hem de kodlama bilgisi olmayan kullanıcılar için No-Code ve Low-Code platformları avantajları sayesinde iş yükünü hafifletebilir.
Low-Code ve No-Code platformları, sürükle-bırak araçları, hazır bileşenler ve önceden tanımlanan şablonlar sayesinde uygulama geliştirme süreçlerini büyük ölçüde hızlandırır. Geleneksel kodlama yöntemleriyle haftalar veya aylar sürebilecek projeler, bu platformlar sayesinde birkaç gün, hatta saatler içinde tamamlanabilir. Bir araştırmaya göre bu platformlar, uygulama geliştirme süresini %50-%90 oranında azaltmaktadır.
Geleneksel yazılım geliştirme süreçleri, yüksek maliyetli yazılım ekipleri ve altyapı gereksinimleri nedeniyle pahalı olabilir. No-Code ve Low-Code platformları, geliştirici ihtiyacını azaltarak ve hızlı prototipleme imkânı sunarak işletmelerin maliyetlerini önemli ölçüde düşürür. Ayrıca bulut tabanlı platformlar sayesinde ek donanım ve bakım maliyetleri düşer.
Bu platformlar, yalnızca yazılım geliştiriciler için değil; iş analistleri, proje yöneticileri ve teknik bilgisi olmayan kullanıcılar için de uygundur. Kullanıcı dostu arayüzleri sayesinde kodlama bilgisi olmayan kişiler bile iş süreçlerini otomatikleştiren ve veri yönetimi sağlayan uygulamalar oluşturabilir.
Geleneksel yazılım geliştirme süreçlerinde IT ekipleri yoğunluk nedeniyle iş süreçlerini geliştirmek için zaman bulamayabilir. No-Code ve Low-Code platformları, iş süreçlerini otomatikleştirir ve manuel müdahaleyi azaltır.
Bu platformlar, mevcut yazılım sistemleri ve üçüncü taraf API’leri ile kolayca entegre edilebilir. Böylece işletmeler farklı uygulamalar arasında veri paylaşımını ve süreçlerin birbirine bağlı çalışmasını sağlayabilir. Uygulamalar kolayca güncellenebilir ve değişen iş gereksinimlerine adapte edilebilir.
Low-Code ve No-Code platformları, müşteri ihtiyaçlarına hızlı yanıt vermeyi ve özelleştirilmiş uygulamalar oluşturmayı kolaylaştırır. Müşterilerden gelen geri bildirimlere göre hızlı değişiklikler yapmak mümkündür; böylece müşteri memnuniyeti önemli ölçüde artar.
Geleneksel yazılım geliştirme süreçleri, IT departmanları üzerinde büyük bir yük oluşturabilir. Teknolojik yenilikler ve No-Code çözümleri, teknik ekiplerin kritik projelere odaklanmasını sağlayarak onların iş yükünü azaltır. İş birimleri kendi ihtiyaçlarına uygun uygulamaları geliştirebildiği için IT ekiplerine olan bağımlılık azalır.
Güvenlik ve veri gizliliği, yazılım geliştirme süreçlerinde çok önemlidir. No-Code ve Low-Code platformları, belirli güvenlik protokolleri ve standartlara uygun olarak tasarlanır. Merkezi yönetim ve erişim kontrolleri sayesinde yetkisiz erişimlerin önüne geçilebilir.
Bu platformlar, genellikle bulut tabanlı olduğu için işletmelerin ölçeklenebilir çözümler üretmesini kolaylaştırır. İş büyüdükçe geliştirilen uygulamalar da sorunsuz genişletilebilir ve daha fazla kullanıcıya hizmet verebilir.
AI destekli No-Code ve Low-Code platformları, geleneksel yazılım geliştirme süreçlerine kıyasla inovasyonu hızlandırır. No-Code araçları, görsel arayüzler ve sürükle-bırak bileşenleri ile kod bilgisi olmayan kullanıcıların uygulama geliştirmesine olanak tanır. Low-Code platformları ise yazılım geliştiricilere esneklik sağlayarak belirli kod müdahaleleriyle özelleştirilebilir.
Yapay zeka destekli bu platformlar, özellikle otomatik kod üretimi, veri analizi, tahmine dayalı modelleme ve doğal dil işleme (NLP) gibi özellikler ile süreci akıllı hale getirir. Örneğin, AI tabanlı bir No-Code platformu, kullanıcı girdilerine göre en uygun veri modelini seçebilir ya da chatbot oluştururken metin tabanlı öneriler sunarak geliştirme sürecini hızlandırabilir. Kod yazmadan ürün geliştirme açısından bu önemli bir gelişmedir.
İşletmelerin dijital dönüşüm süreçlerinde AI destekli No-Code ve Low-Code çözümleri dikkat çekicidir. Geliştiriciler, makine öğrenimi modellerini önceden eğitilmiş yapay zeka API’leri ile entegre ederek karmaşık fonksiyonları minimum kodla hayata geçirebilir. İş analistleri ve proje yöneticileri de teknik bilgi gerektirmeden süreç otomasyonu ya da müşteri ilişkileri yönetimi (CRM) sistemleri geliştirebilir.
AI tabanlı otomatik hata tespiti, güvenlik kontrolleri ve ölçeklenebilir altyapı desteği gibi ek özellikler sayesinde bu platformlar, büyük ölçekli kurumsal uygulamalarda da güvenle kullanılabilir. Maliyetleri düşüren ve pazara çıkış süresini hızlandıran bu yenilikçi araçlar, gelecekte yazılım geliştirme dünyasında daha büyük bir rol oynayacaktır. ReportLinker araştırmasına göre özellikle Low-Code platformu pazarının 2027 yılına kadar 36,43 milyar dolara ulaşması öngörülmektedir.
Geleneksel yazılım geliştirme süreçlerine bağlı kalmadan kendi iş çözümlerinizi üretmeye hazır mısınız? Bitrix24, iş akışlarını otomatikleştiren ve proje yönetimini kolaylaştıran araçlarıyla işletmenizi bir adım öteye taşımanıza yardımcı olur. Hemen denemek için buraya tıklayın ve dijital dönüşümünüzü hızlandırın!
15.000.000 'dan fazla şirket tarafından güvenilir