Günümüzün yüksek rekabetli iş pazarında başarılı bir şirketin bel kemiğini, çalışanlarının bilgi ve yetenekleri oluşturur. Bill Gates’in de dediği gibi: “Başarılı olabilen büyük şirketler, ürünlerini başkaları yapmadan önce çoktan eskitenler olacaktır. Bu da çalışanlarının sürekli öğrenmek zorunda olduğu anlamına gelir.”
Artan talepleri karşılamaya çalışan şirketler, ilerleyen teknolojiyle birlikte ürün ve gelişim alanında yeniliği sürekli olarak destekler. Bu sadece teknolojik altyapının yenilenmesi anlamına gelmez. Çalışanların da sürekli eğitim ve gelişimle bu altyapıya ayak uydurması, yenilikçi fikirlerle sürdürülebilir iş başarısına katkı sağlaması gerekir.
Peki çalışanların iş süreçlerine uyum sağlaması ve gelişiminden sorumlu insan kaynakları bu alanda nasıl stratejiler uygulayabilir? Gelin, daha fazla verimlilik için personel eğitiminin önemine ve bu alanda öne çıkan stratejilere birlikte göz atalım.
Bitrix24 araçları ile çalışan performansının optimum seviyeye çıkarabileceğinizi biliyor muydunuz? Görev yönetimi, iş otomasyonu, iletişim ve iş birliği araçları ile verimliliği destekleyen Btirix24’ü ücretsiz olarak denemek isterseniz hemen şimdi kaydolabilirsiniz.
Hepsi Bir Arada Çözümler ile İş Gücünüzü Geliştirin
Şimdi kaydol!Çalışan eğitimi, işletme bünyesindeki personeli rollerinde başarılı olmak için gereken bilgi ve becerilerle geliştirme sürecini ifade ediyor. Güçlü bir öğrenme kültürü benimseyen şirketlerin, genellikle artan talep ve rekabet arasından daha hızlı ve etkili bir şekilde öne çıkması hedefleniyor. Yapılan bir araştırmaya göre, personel eğitimi ve gelişimi hakkında iyi planlanmış stratejiler uygulayan işletmelerin yeni ürünler ve hizmetler yaratma olasılığı %92’den fazladır. Başka bir araştırmaya göre ise çalışanların %59’u iş yerinde hiçbir eğitim almadıklarını ve rolleri için gerekli becerileri kendi kendilerine öğrendiklerini öne sürüyor. Peki personel eğitimi bu kadar önemliyken, işletmeler bu alanda neden gelişim kaydedemiyor?
Bunun başlıca sebepleri arasında insan kaynakları personelinin üzerindeki iş yükü yer alabilir. İK personeli günlük görevleri ile meşgulken, çalışanların eğitimi gibi kritik konulara ayıracak zamanı bulamıyor. Ancak iş otomasyonu ve yapay zekâ asistanları gibi gelişen teknolojiler sayesinde İK departmanı artık rutin görevlerinden kurtulabilir. Otomasyondan faydalanarak, çalışanların eğitimi için gerekli program ve desteği geliştirmeye odaklanabilir. Bir işletmede personel eğitim sistemi kurulmamasının diğer nedenleri arasında maliyet endişesi, eğitim sonuçlarının belirsizliği, personelin devir hızı, kaynak ve zaman sıkıntısı gibi sorunlar yer alabilir. Tüm bu sorunlar için etkili çözümlere yazımızın devamında değineceğiz.
Bir işletmenin personel eğitim sistemi kurmamasının altında yatan en büyük sebeplerden biri eğitimin etkisine inanmamak olur. Bu inancı kırmak adına, personel eğitimi ile gelen faydalara göz atmaya ne dersiniz?
Çalışan eğitim sistemi kurmak ve bu alandaki stratejileri benimsemek, bir işletmenin geleceğe yönelik yapacağı en büyük yatırımlardan biridir. Neden derseniz, çalışan eğitimi ve gelişimi ile gelen faydaları birlikte inceleyelim.
Personel eğitimleri, bir işletmedeki çalışanların yetenek açıklıklarını tespit etmek ve gidermek için oldukça etkilidir. İyi geliştirilmiş bir personel eğitim sistemi, gerekli becerileri çalışanlara kazandırmak için birçok farklı fırsat sunar. Örneğin gelişen teknolojiyle beraber işletmelerin siber güvenlik saldırılarına oldukça sık maruz kaldığı biliniyor. Bir işletme, çalışanlarını yeni teknolojiler ve güvenlik önlemleri hakkında eğiterek hassas bilgilerini koruma altına alabilir. Başka bir örnekte ise düşük performans gösteren bir satış temsilcisini, alanında etkili ve güçlü satış stratejileri ile eğitmek yer alır. Örnek ne olursa olsun, İK tarafından sağlanan bu eğitimlerin hem personel becerilerini geliştirme hem de işletmenin performansını koruma üzerindeki etkisi net olarak görülebilir.
Çalışan eğitimleri, performans ve verimliliği artırmaya odaklanarak birçok farklı konuda gelişim fırsatı sunar. İşletmeler çalışanların eğitimine zaman ve kaynak harcasalar da çalışanların başka iş fırsatlarını tercih ederek ayrılacaklarından endişe edebilir. Ancak durum bunun tam tersidir. Personel eğitimi düzenlemek, aslında çalışanlara önem verildiğinin önemli bir göstergesidir. Bu durum, çalışanların iş yerlerine daha sadık olmasına ve bireysel kariyer hedeflerini işletme hedefleri doğrultusunda şekillendirmelerine katkı sağlayabilir. Örneğin Google, en son yazılım güncellemeleri, kodlama dilleri, iletişim stratejileri ve dijital araçlar hakkında çalışanlarına düzenli olarak eğitimler verir. Ayrıca g2g (Googler-to-Googler) adı verilen bir ağ ile çalışanların birbirleri arasında birinci elden bilgi paylaşmasını sağlar.
Çalışan eğitimine önem vermek ve bu doğrultuda bir kültür benimsediğini göstermek, sadece çalışanlar için değil şirket saygınlığı adına da önemlidir. Başka bir ifadeyle, personel eğitimi ile öne çıkmak, gelişime ve değişime açık olmak demektir. Ayrıca cazip çalışma şartlarının da potansiyel adaylar için işe alım sırasında öne çıkmasını sağlar. Çalışanlarını eğiten bir şirket, özellikle becerilerini geliştirmek isteyen yeni çalışanlar için daha çekicidir. Örneğin dünyanın en büyük e-ticaret platformlarından biri olan Amazon, mevcut çalışanlarının sadece Amazon’un temel faaliyetleri hakkında değil, çeşitli diğer alanlarda da gelişimini desteklemek amacıyla “Kariyer Seçimi” programını kurmuştur. Personel gelişimine yaptığı bu yatırım sayesinde, uzun vadeli kariyer gelişimini önemseyen bir şirket olarak sektördeki konumunu perçinlemiştir.
Sonuç olarak, personel eğitimi kültürü oluşturmak sadece çalışanlar için değil her iki taraf için de oldukça önemlidir. Peki İK departmanı çalışanlar için eğitimler düzenlerken hangi stratejileri uygulamalıdır?
Çalışan eğitimi metotları, İK’nın eğitim ve geliştirme verimliliği açısından önemlidir. Farklı eğitim türleri, bir taraftan çalışanların mesleki anlamda zayıflıklarını gidermesine olanak tanırken diğer taraftan da güçlü özelliklerine odaklanarak uzmanlık geliştirmelerine izin verir. Çalışanlar için eğitimler düzenlerken İK’nın göz önünde bulundurabileceği en yaygın programlar ise şunlar olabilir:
İK tarafından verilen temel eğitimin başında oryantasyon yer alır. Bu, sürekli eğitim kültürünü benimsemeyen şirketlerde bile oldukça yaygındır. Çalışanın şirket kültürünü ve oradaki rolünü benimsemesi için oryantasyon eğitimi önemlidir. Yeni çalışanlar için oryantasyon eğitimi oluştururken rol ve sorumluluklarını bireysel olarak belirlemekte fayda vardır. Her çalışanın işe alışma süreci farklı olabilir. Dolayısıyla oryantasyon sürecini yakından takip ederek çalışanların verimliliğini ölçmek ve gerektiğinde ek destek sağlamak önemli olabilir. Örneğin işletmeniz için bir bilgi tabanı oluşturabilir ve personel oryantasyon belgelerinin tamamına istenilen anda erişilebilen bir alan yaratabilirsiniz. Bilgi tabanı oluşturmak, personel değişiminde de yeniden belge hazırlama sürecinden sizi kurtaracaktır. Ayrıca yeni çalışanınız istediği zaman ihtiyacı olan belgeye rahatça ulaşabilir.
Teknik ve beceri tabanlı eğitim türü, çalışanların rolleri ile ilgili yeni beceriler kazanması adına önemlidir. Bu sadece yeni çalışanlar için değil mevcut personel ağı için de oldukça faydalıdır. Dahası, iş süreçlerinize dâhil ettiğiniz her yeni yazılım için de teknik eğitim vermeniz gerekir. Örneğin satış ekipleri için en yaygın teknik beceri eğitimlerinden biri CRM eğitimidir. Pazarlama ekipleri için SEO araçları, e-posta pazarlama yazılımları veya sosyal medya yönetim platformları üzerine eğitimler verilebilir. Finans departmanı için ise büyük veri işleme ve raporlama yazılımları eğitim programları düzenlenebilir.
Başta uzaktan ve hibrit çalışma modelleri olmak üzere her türlü iş ortamında iletişim ve ekip çalışmasına yatkınlık gerekir. Bu yatkınlık, çalışanların birbiri arasındaki etkileşimlerin ve genel iş yeri verimliliğinin artırılmasına olanak tanır. Aktif dinleme, net iletişim ve yapıcı geri bildirim sağlamaya odaklanan eğitimler ekip içinde de açık iletişimi teşvik eder. Örneğin proje yöneticileri için empati, öz farkındalık ve stres yönetimi hakkında çeşitli eğitimler verilebilir. Liderlerin olumlu bir çalışma ortamı yaratmasına olanak tanıyan bu tür eğitimler kriz anlarında doğru kararlar verilmesi adına da önemli olabilir. Keza İK personelleri için de daha uyumlu bir çalışma ortamı oluşturma becerileri üzerine çeşitli eğitimler verilebilir.
Satış odaklı bir işletmenin öncelik vermesi gereken eğitimlerin başında satış eğitimi yer alır. Bu tür eğitimler müşteri psikolojisini anlamak, etkili iletişim becerileri geliştirmek, işletme bünyesindeki ürün ve hizmetler hakkında detaylı bilgiler vermek üzere programlanabilir. Müşteri hizmetleri için sorun çözme ve iletişim üzerine odaklanan eğitimlerin yanı sıra müşteri sadakat ve memnuniyet oranını artırma stratejileri hakkında kapsamlı eğitimler düzenlenebilir.
En yaygın eğitim türlerini bilmek temel bir adım olsa da eğitim programlarını nasıl uygulayacağınızı bilmek de sürecin önemli bir parçasıdır. Doğru uygulama olmadığı takdirde, çalışanlar, verilen bilgi ve eğitimleri hatırlamakta güçlük çekebilirler. Eğitim stratejilerine geçmeden önce, verimli bir eğitim programı oluşturmanın temel adımlarına göz atalım.
Eğitim programları için öncelikli olarak kurumsal verimlilik analizi yapmak önemlidir. Bu analiz, çalışanlarınızın mevcut becerileri ve bilgi eksiklikleri hakkında fikirler sağlayacaktır. Başka bir ifadeyle, eğitim ihtiyaçlarınızı belirleyecektir. Performans analizinden sonra ise hedef belirleme aşaması gelir. Eğitim programları oluştururken temel hedefiniz nedir? Üretkenlik artışı sağlamak veya satış oranlarını iyileştirmek istiyor olabilirsiniz. Hedefinizi belirlemek, eğitimlerin çalışanlar üzerindeki etkisini ölçmek adına önemlidir. Örneğin eğitimden önce hedefiniz genel satış performansının iyileşmesi olabilir. Eğitimden sonra bu hedefin gerçekleşmiş olması gerekir. Aksi hâlde eğitim konusunda veya uygulama stratejisinde ters giden bir şeyler var demektir.
İhtiyaçlarınızı ve hedeflerinizi belirledikten sonraki adımda ise çalışanlarınıza en uygun eğitim stratejisini seçmelisiniz.
Karma eğitim, geleneksel yüz yüze eğitimi dijital öğrenme aktiviteleri ile birleştiren bir öğretim metodolojisi olarak karşınıza çıkar. Buradaki ana amaç çalışanlar için bütüncül bir öğrenim deneyimi yaratmaktır. Eğitmen eşliğinde yüz yüze eğitim, kendi hızında çevrimiçi öğrenme süreci ile tamamlanır. Örneğin küresel satış ekipleri için iyi planlanmış bir karma eğitim stratejisi uygulanabilir. Satış temsilcileri yeni ürünler, pazar eğilimleri ve satış teknikleri hakkında uygun bilgi edinmek için yüz yüze eğitimlere katılabilir. Bu eğitimler, çalışanların kendi hızlarında öğrenmesini mümkün kılan çevrimiçi modüllerle desteklenebilir.
İş başında eğitim stratejisi, çalışanların yeni beceri ve yetenekleri uygulama sırasında öğrenmesini sağlar. İş sorumluluklarıyla ilgili araçları ve teknolojileri doğrudan kullanarak öğrenme sürecinin hızlandırılması hedeflenir. Yeni çalışanların, deneyimli ekip üyelerinin yanında görev alarak gözetim altında çalışması, iş başında eğitim stratejisine bir örnektir. Örneğin Tesla’nın elektrikli araç montaj hattında işe başlayan çalışanlar, doğrudan üretim hattına yerleştiriliyor ve deneyimli çalışanlardan özel rehberlik alıyorlar. Böylece karmaşık ekipmanları kullanmayı daha hızlı öğrenebiliyorlar. Buradaki ana hedef, çalışanların işe dâhil olmasını sağlamaktır. Benjamin Franklin’in de dediği gibi “Bana bir şey anlatırsan unuturum. Gösterirsen hatırlarım. Ama beni işe dâhil edersen öğrenirim.” Dolayısıyla, yeni çalışanlarınız için oryantasyon programlarında, onları mümkün olduğunda işe dâhil etmeyi tercih edebilirsiniz.
İK çalışan eğitimi için programlar hazırlarken bireysel bir yaklaşım benimsenebilir. Bunun temel nedeni ise her çalışanın kendine has sorumlulukları olmasıdır. Ayrıca çalışanların öğrenme hızları da birbirinden farklıdır. Personel eğitimi içeriğini, belirli ihtiyaçları karşılayacak biçimde özelleştirmeye odaklanmak önemlidir. Örneğin müşteriyle yüz yüze iletişim kurma görevine sahip bir personel, derinlemesine iletişim ve problem çözme eğitimleri alabilir. Eğitim konuları ve stratejilerini kişiselleştirmek için yapay zekâdan yararlanabilirsiniz. İş yazılımlarını destekleyen yapay zekâ asistanları, her çalışanın artı ve eksi noktalarını göz önünde bulundurarak kişisel programlar düzenlemenize yardımcı olabilir.
Sürekli öğrenme kültürü oluşturmak, sadece çalışanların gelişimine destek olmak değil, aynı zamanda sektördeki değişiklikleri yakalamak ve rekabet avantajını korumak için de hayati önem taşır. Bu tür bir stratejin temelinde yatan anlayışa göre, öğrenim sadece kişisel başarı için değil, kurumsal saygınlık ve başarı için de devam eden bir süreçtir. İş süreçlerine özel ve sürekli öğrenme kültürü yaratarak çalışanların hırsını desteklerken aynı zamanda şirket hedeflerini de ilerletebilirsiniz. Hem kişisel gelişimin hem de kurumsal stratejinin uyumlu olduğu dinamik bir ortam geliştirebilirsiniz.
Mentorluk ve koçluk programları çalışanlar için kariyer rehberliği sağlar. Deneyimli ve alanında uzman liderler, ekip çalışanları için uzmanlıklarından faydalanabilecekleri bir ortam yaratır. Yeni işe alınanlar rolleri için değerli bilgiler elde ederken, mentorlar ise kendi bilgi ve liderlik becerilerini güçlendirir. Mentorluk programının en önemli faydası, eğitim konuları arasında olmayan pratik bilgileri de hızlandırılmış bir süreçte öğrenme imkânı yaratmasıdır. Koçluk programı ise genellikle çalışanların güçlü ve zayıf yönlerini belirlemelerine, kariyer hedeflerine göre ilerlemelerine ve bunlara ulaşmak için planlar oluşturmalarına yardımcı olan bir süreci kapsar.
Hepsi Bir Arada Çözümler ile İş Gücünüzü Geliştirin
Şimdi kaydol!Hepimiz artık dijital bir dünyada yaşıyoruz. Sadece bu nedenden ötürü dahi personel gelişimini etkili bir şekilde desteklemek için teknolojiden faydalanabilirsiniz. Teknolojiyi eğitim süreçlerine entegre etmek hem çalışanların gelişimini hızlandırabilir hem de öğrenim deneyimini daha erişilebilir ve esnek hâle getirebilir. Çevrimiçi platformlar üzerinden eğitim stratejisi kurmak, çalışanlar için her zaman erişebilir bir alan yaratmak demektir. Önceden hazırlanmış eğitim videoları, görselleri veya belgeleri sayesinde, çalışanların kendi hızlarında ilerlemesi mümkün olur.
Sonuç olarak, personel eğitimi stratejileri, iş süreçlerine ve personel ihtiyaçlarına göre sürekli olarak yeniden şekillendirilebilir. Yazımızın başında bahsettiğimiz zorluklar, sürdürülebilir bir iş başarısı oluşturmanın önünde bir engel değildir.
İşletmeler, büyük bütçelere sahip olmasa da kapsamlı eğitim programları yaratabilir. Gelişen teknoloji sayesinde eğitim materyalleri oluşturmak artık çok daha kolaydır. E-öğrenim platformlarını tercih ederek maliyet sorununa çözüm bulabilirsiniz. Dahası, bu süreci uzun vadeli bir yatırım olarak da düşünebilirsiniz. Zaman ve kaynak sıkıntısı çeken işletmeler dahi teknolojiden faydalanarak çok daha kolay ve hızlı eğitimler yaratma avantajına sahip olabilir. Yapay zekâ destekli iş yazılımları, çalışan eğitimi insan kaynakları performansını artırmak adına birçok faydalı araç sunar.
İK çalışan eğitim sürecine destek olabilecek iş yazılımlarından biri Bitrix24 olabilir. Yapay destekli hepsi bir arada iş yazılımı olarak karşınıza çıkan bu platformda veri analizi ve depolaması hakkında birçok farklı araç keşfedebilirsiniz. Bitrix24 CoPilot sanal asistanından yararlanarak her personel için ayrı ayrı eğitim programları oluşturabilirsiniz. Dahası, Bitrix24 bilgi tabanı ile tüm eğitim belgelerini tek bir alan üzerinden erişilebilir hâle getirebilirsiniz.
Bitrix24 çözümleri ile iş otomasyonu sağlamak, zaman ve bütçeden tasarruf etmek mümkündür. Siz de tüm İK araçlarını keşfetmek isterseniz, kayıt işlemlerinizi ücretsiz olarak tamamlayabilirsiniz.