Alan Turing 1950 yılında "Makineler düşünebilir mi?" sorusuyla yapay zekânın ilk teorik temellerini oluşturduğundan beri tarihin en büyük dönüm noktaları yaşanıyor. Yapay zekâ, 1956 yılında Darthmouth Konferansı ile, bir araştırma alanı olarak resmîleşti. Yapay zekâ üzerine yapılan çalışmalarla, ilk insansız otonom sürüş sağlayan araba 1956 yılında Ernst Dickmanns tarafından geliştirildi. IBM’in Deep Blue bilgisayarı dünya satranç şampiyonu Gary Kasparov'u mağlup ettiğinde, yapay zekânın karmaşık problemlerde üstünlüğünü gösteren önemli bir başarıya imza atıldı.
2000'li yıllara geldiğimizde ise Türkçe bir isme sahip olan ve insan duygu süreçlerini tanımlayabilen sosyal robot "Kismet" tanıtıldı. 2011 yılında doğal dil işleme (NLP) alanında bir dönüm noktası yaşanırken, Apple, sanal asistanı Siri ile kullanıcı etkileşimli yapay zekâyı öne çıkardı. Bundan tam üç yıl sonra, Amazon, Alexa'yı tanıttı. Yapay zekânın belki de en hızlı yükselişi ise 2022 yılında OpenAI tarafından tanıtılan ChatGPT sayesinde oldu.
Yapay zekânın tarihine kısaca göz attığımızda; Makine Öğrenimi (ML), Derin Öğrenme (DL), Doğal Dil İşleme (NLP), öngörücü analiz, büyük veri analitiği ve otonom sistemlerle büyük bir yol katedildiğini görüyoruz. Peki ya sırada ne var? 2025 yılında yapay zekâ alanında ne tür gelişmeler bekleniyor?
Bu yazımızda gelecekteki yapay zekâ trendleri ile 2025 yılında öne çıkan teknolojilere göz atacağız.
Geleceğin iş süreçlerini kökten değiştirme potansiyeline sahip yapay zekâ araçlarını bugünden kullanmaya başlamak, stratejik bir adım olabilir. Bu doğrultuda, yapay zekâ destekli Bitrix24 çözümleri ile tanışarak insan kaynaklarından pazarlamaya, satıştan proje yönetimine kadar birçok farklı süreci daha verimli ve etkili hâle getirebilirsiniz.
Sektör Ihtiyaçlarınıza Özel Yapay Zekâ Çözümleri Için Bitrix24'ü Tercih Edin ve Farkı Hissedin!
Hemen Başla!Yapay zekâ, 20. yüzyılın ortalarından bu yana hızla gelişmeye ve birçok alanda devrim yaratmaya devam ediyor. Bu devrimi en kuvvetli olarak hissettiğimiz yıl 2024 olsa da 2025 yılının tam bir dönüşüm çağı olacağı tahmin ediliyor.
2025 teknoloji trendleri arasında öne çıkan yapay zekâ uygulamalarına birlikte göz atalım.
Agentic AI yani "yapay zekâ ajanları" geleceğin yapay zekâ teknolojileri arasında büyük bir önem teşkil ediyor. Bu alan, büyük dil modellerinin (LLM) esneklik ve çok yönlülüğünü, geleneksel programlamanın hassasiyetiyle birleştiriyor. Sonuç olarak kendi kendini yönetebilen otomatik iş süreçleri ortaya çıkıyor.
Agentic yapay zekâ, bir kullanıcı veya başka bir sistem adına görevleri özerk olarak yerine getirebilen, iş akışını tasarlayabilen ve mevcut araçları kullanabilen bir sistem veya programı ifade eder. Bu noktada, Makine Öğrenimi modellerinin eğitildiği verilerin ötesine geçerek dış ortamlarla etkileşim kurabilen "ajanlar" öne çıkar.
Yalnızca veri tabanları ve sinir ağları ile elde ettiği verilerle değil aynı zamanda kullanıcı davranışlarını da analiz ederek öğrenen Agentic yapay zekâ sistemlerinin önemi giderek daha fazla artıyor. Geleneksel yapay zekâ destekli uygulama ve programların baş edemeyeceği karmaşık süreçlerin yönetilmesini sağlıyor. Bu da modern iş dünyasında süreç otomasyonu sağlayabilmesiyle onu öne çıkarıyor.
Önemli AI trendleri arasında yer alan LLM'ler insan benzeri ve anlam odaklı üretme yetenekleri sayesinde bağlama dayalı içerik oluşturma veya özetleme gibi işlerde önem kazanıyor. Geleneksel programlama, hassas süreçler için daha güvenilir bir yaklaşım sağlarken; yapay zekâ ajanları ise LLM'lerin üretme yeteneklerini ve geleneksel programlamanın güvenilirliğini bir araya getirir. Böylece insan müdahalesi olmadan görevleri ve iş akışlarını bağımsız olarak yönetebilir.
Pazarlama, sağlık, siber güvenlik, tedarik zinciri ve İK süreçlerinde önem bir rol üstlenme potansiyeline sahip olan Agentic AI uygulamaları günümüzde kullanılmaya devam ediyor. Örneğin Amazon'un yapay zekâ ajanlarıyla desteklenen öneri sistemi, şirket gelirinin %35'ini oluşturuyor.
E-ticaret platformları, alışveriş deneyimlerini geliştirmek adına AI ajanlarından yararlandığında şu görevleri otonom hâle getirebiliyor:
Günümüzde yapay zekâ uygulamaları farklı sektörlerde yenilikçi yaklaşımlar geliştirilmesini sağlıyor.
Yapay zekâ ajanlarının yeni bir teknoloji olmasına rağmen birçok farklı sektörde kullanılması ve verimliliğinin kanıtlanması 2025 yılında daha büyük gelişmelerin habercisi olabilir. Garter'ın 2025 yılında geleceği şekillendiren yeni teknoloji trendleri listesinde birinci olan Agentic AI, kullanıcı tarafından belirlenen hedeflere ulaşmak için planlama yapabilme ve harekete geçebilme yetenekleri ile adından sıkça söz ettirmeye devam ediyor.
IBM'e göre, önümüzdeki 10 yıl içinde etkili olacak önemli yapay zekâ trendleri arasında Multimodal AI yani “çok modlu yapay zekâ” yer alıyor. 2034 yılına kadar test edilerek ilerleme göstermesi beklenen çok modlu yapay zekâ; metin, ses, görseller, videolar ve diğer veri türlerini birbiriyle entegre ederek insanlar ile bilgisayar sistemleri arasındaki etkileşimleri daha sezgisel hâle getiriyor.
Bu noktada Unimodal AI (Tek Modlu Yapay Zekâ) ve Multimodal AI arasındaki farka göz atabiliriz. Tek modlu AI, doğal dil işleme (NLP) veya bilgisayarla görme gibi tek bir veri türüne odaklanır. Çok modlu AI ise insanların iletişim ve karar verme tarzına daha çok benzeyen bir şekilde görseller, sesler, yüz ifadeleri ve ses tonlarındaki nüansları anlayarak birden fazla veri türünü işler.
2023 yılında Google Gemini ve Chat GPT-4 ile bu alandaki ilk adımların atılması, geleceğin neler getirebileceğine dair bir fikir verebilir. OpenAI, çok modlu ürününü, "ChatGPT artık görebilir, duyabilir ve konuşabilir" başlığıyla duyurdu. GPT-5 modelinin ise çok daha gelişmiş ve çok modlu özellikler sunması bekleniyor. Peki teknolojinin sadece sesimizi dinlemek ve metin okumakla yetinmeyip yüz ifadelerimizi ve çevremizdeki detayları da anlaması iş dünyasında nasıl bir etki yaratabilir?
İşletmelerin operasyonel süreçlerinde yapay zekâya yer vermesi, verimlilik ve üretkenlik anlamında büyük bir artış sağlanmasına yardımcı olur. Ancak çok modlu yapay zekânın en büyük faydalarından biri de müşteri memnuniyetinin artırılmasına yardım etmesidir.
Örneğin akıllı alışveriş asistanlarının bir parçası olan Multimodal AI, ilgilendiğiniz ürünleri görüp tepki verebilir. Müşteri temsilcileri, yalnızca kelimeleri değil aynı zamanda müşterilerin duygularını da anlayabilir.
2025 yapay zekâ yenilikleri arasında robotik bilimi de yer alıyor. Robotikte yapay zekâ alanı geliştikçe, bu teknolojinin gerçek dünyadaki uygulamaları da giderek daha görünür hâle geliyor. AI ve robotik sistemleri birleştirmek, hâlihazırda insanlar tarafından yapılan bazı işlerin ortadan kalkabileceğine dair endişeler de yaratıyor. Ancak Dünya Ekonomik Forumu (WEF), bu teknolojinin 2025 yılına kadar ortadan kaldıracağı işlerin sayısına kıyasla 12 milyon daha fazla yeni iş yaratacağını ileri sürüyor. İleri teknoloji ve yapay zekâ uygulamaları birleştiğinde, mevcut sektörlerdeki verimliliğin ve üretkenliğin artması sağlanıyor.
İnsanların yapay zekâ ve robotik alanını birbiriyle karıştırması da olasıdır. Yapay zekâ bir anlamda biyolojik sinir ağlarına benzerken, robotik ise insan bedeniyle kıyaslanabilir. Yapay zekâ; öğrenme, problem çözme ve karar verme gibi tipik olarak insan zekâsı gerektiren görevleri yerine getirebilen sistemlerin geliştirilmesini sağlar. Robotik ise belirli fiziksel görevleri yerine görebilen özel robotların geliştirilmesiyle ilgilidir. AI ve robotik birbirine entegre edildiğinde, birbirlerini tamamlar. AI teknolojisinin gelişmesi demek, robotik alanında da ilerleme kaydetmek demektir.
Yapay zekânın robotikte kullanılması müşteri hizmetlerinden üretime kadar birçok alanda sistemleri veya süreçleri değiştirmeye devam ediyor. Örneğin AI destekli sohbet robotları dijital mağazalarda oldukça etkili olabilir. Gelecekte, AI destekli robotların fiziksel mağazalarda müşteri hizmetleri yerine kullanıldığını dahi görebileceğiz.
AI robotik teknolojisi, müşteri hizmetlerinin yanı sıra paketleme ve üretim sistemlerinin de bir parçası olmaya aday. Ekipmanların kurulumunu ve taşınmasını kolaylaştıran yeni yapay zekâ teknolojileri sayesinde maliyet etkinliği sağlanabilir.
Otonom gezinme ve hareket sağlayan robotikte yapay zekâ uygulamaları, sağlık alanında cerrahi robotlardan, tarım alanında ot temizleme ve hasat robotlarına kadar geniş bir yelpazeye yayılabilir. İş birlikçi robotlar (Cobots) ise geleceğe yönelik yapay zekâ trendleri arasında parlamaya devam ediyor. Robotların insan davranışlarını gözlemleyip taklit etmesini sağlayan yapay zekâ algoritmaları sayesinde giderek daha fazla ofis ve iş yerinde teknoloji iş birliğini gözlemleyebiliriz.
2025 yılında yapay zekâ alanında en heyecan verici gelişmelerden biri olarak kuantum teknolojisi öne çıkarılıyor. IBM'in 2025 öngörüleri arasında da yer alan kuantum yapay zekânın, geleneksel bilgisayarların çözemediği karmaşık ve zorlu görevlerde devreye girmesi bekleniyor. Geleneksel bilgisayarlar ikili bitlere dayanırken, kuantum bilgisayarlar tamamen yeni hesaplama modellerini kullanıyor. Yapay zekâ ise geniş bilgi yığınlarını saniyeler içerisinde analiz ederek modern zorluklara yenilikçi çözümler sunuyor. Kuantum ve yapay zekânın birleşmesi neredeyse çözülmez olan problemlerin verimli bir şekilde çözülebilmesini sağlayabilir. Bu bağlamda, kuantum bilgisayarlar nöronları temsil ederken yapay zekânın ise bütün beyni temsil ettiği söylenebilir.
Henüz geliştirme aşamasında olan kuantum yapay zekâ teknolojisinin lojistik ve finans gibi alanlarda kritik optimizasyon sorunlarına da çözüm üretmesi bekleniyor.
Kuantum yapay zekânın sunduğu avantajlardan faydalanabilmek için donanım ve yazılımdaki hataların minimum seviyeye indirilmesi gerekiyor. Bu bağlamda işletmelerin geleceğe hazırlıklı olması, sektörler arası iş birliğine açık olması ve BT altyapılarını geliştirmesi önem teşkil ediyor.
World Economic Forum'a göre dijital dünyada devrim yaratan üç ana bileşen var: internet, bulut ve yapay zekâ. İşletmeler, bu üç teknolojinin birleşmesi sayesinde, sistemlerinde daha verimli, üretken ve başarılı süreçler yaratma imkânı elde ediyor.
Giderek daha fazla dijitalleşen dünyanın beraberinde getirdiği en büyük zorluk ise siber güvenliktir. Ancak yapay zekânın dönüştürücü etkisini siber güvenlik alanında da görmek mümkündür. Hâlihazırda oldukça aktif olarak kullanılan yapay zekâ, henüz keşfedilmemiş yenilikçi güvenlik çözümlerini 2025 yılında beraberinde getirebilir.
Yapay zekânın siber güvenlikteki mevcut uygulamalarından bazıları şunlardır:
Peki 2025 yılındaki yapay zekâ yenilikleri siber güvenlikte ne gibi ilerlemeler vadediyor?
Yapay zekânın blok zinciri ve Nesnelerin İnterneti (IoT) teknolojileriyle entegre edilmesi, siber güvenlik alanında yenilikçi çözümler yaratabilir. Ayrıca bilgi ve veri korumasında siber güvenlik uzmanlarının daha derin bir anlayışa sahip olması sağlanabilir. Bu da gelecek yıllarda siber güvenliğin öneminin daha çok vurgulanmasına olanak tanıyabilir. Artan saldırılara karşı çözümler bulmak, yapay zekânın hedefe yönelik uygulamalarından yararlanmak ve güçlü iş birliği ile dijital tehditlere karşı daha dirençli hâle gelmek mümkün olabilir.
Sektör Ihtiyaçlarınıza Özel Yapay Zekâ Çözümleri Için Bitrix24'ü Tercih Edin ve Farkı Hissedin!
Hemen Başla!2023 yılında IBM tarafından yapılan bir araştırmaya göre, işletmelerin %42'si yapay zekâyı operasyonel süreçlerine dâhil etmiş durumda. Ayrıca işletmelerin %40'ı ise yapay zekâyı süreçlerine dâhil etmeyi düşünüyor. Modern yapay zekânın etkilemediği bir sektör neredeyse yok. Geleceğe göz attığımızda ise altyapılarını bu teknolojiye hazırlamayan işletmelerin diğerlerine göre geride kalacağını tahmin etmek güç değil.
O hâlde, yapay zekânın 2025 yılında hangi sektörlerde en çok etki sahibi olacağına göz atalım.
Üretim sektörü yıllardır yapay zekânın avantajlarından yararlansa da robotik bilimindeki gelişmeler bu alanda daha çok etki gösterecek gibi görünüyor. Endüstriyel robotların gelişmesi ve iş birlikçi robotların artış göstermesiyle birlikte montaj ve üretim gibi görevlerde otomasyon sağlanabilir. Yapay zekâ, öngörücü analiz sayesinde ekipmanların sorunsuz çalışması ve genel üretim verimliliği ile ilgili kararların hızlı bir şekilde alınması konularında önemli bir rol üstleniyor.
Yapay zekânın sağlık alanındaki uygulamaları büyük veri analizi yetenekleri sayesinde hastalıkların daha hızlı ve doğru bir şekilde teşhis edilmesinden tedavi süreçlerinin hızlandırılmasına kadar birçok alanda etki sağlıyor. Google'ın, AI ajanlarını kullanarak cilt kanserini dermatologlardan daha hızlı tespit etmesi bu alandaki gelişmelere dair yol gösteriyor. Gelecekte sanal hemşire asistanlarının çoğalması ile hastaların daha hızlı ve detaylı bir şekilde izlenmesine de yardımcı olunabilir.
Finans sektörü dolandırıcılıkları tespit etmek, denetim yapmak ve müşteri kredi değerlendirme süreçlerini hızlandırmak için yapay zekâyı sıklıkla kullanıyor. Yapay zekâ öngörüleri 2025 yılında finans alanında daha yenilikçi çözümlerin geliştirilebileceğine işaret ediyor. Makine öğreniminin milyonlarca veriyi aynı anda analiz etme yeteneği sayesinde risk değerlendirmesinin hızlandırılması ve akıllı yatırım kararlarının geliştirilmesi beklenebilir.
Yapay zekâ, eğitim sektörü söz konusu olduğunda duygu analizi, makine öğrenimi, doğal dil işleme ve yüz tanıma teknolojileri ile öne çıkıyor. Ders kitaplarının dijitalleştirilmesinden, öğrencilerin duygularını analiz ederek kimlerin zorlandığını tespit etmeye kadar birçok alanda etki sağlıyor. Ayrıca kişiye özel ders planlarının hazırlanması sayesinde eğitim süreçlerinin daha çok bireysel ihtiyaçlara yönelik olmasına destek verebiliyor.
Sürücüsüz araçlar ve AI destekli seyahat asistanları gibi araçlar ulaşım deneyimimizi gelecekte daha çok şekillendirecek gibi görünüyor. Dünya çapında sürücüsüz araçlara güvenmek için henüz erken olsa da bu alandaki gelişmeler son hızla devam ediyor. 2025 yılında otonom araçların yaygın olarak kullanılması alanında yeni gelişmelerin olacağı tahmin ediliyor.
Müşteri hizmetleri alanında, sohbet robotlarından tutun, sanal asistanlara ve kişiselleştirilmiş ürün önerilerine kadar birçok alanda yapay zekâ karşımıza çıkıyor. Geçmiş alışveriş davranışlarımızı analiz eden ve mevcut eğilimlerimize özel öneriler sunabilen bu araçların gelecekte birçok şirket tarafından kullanılacağı öngörülüyor. Örneğin Amazon'un kişiselleştirilmiş ürün önerileri sayesinde toplam gelirinin %35'ini elde etmesi bu alandaki ilerlemenin habercisi olabilir.
Sonuç olarak, 2025 yapay zekâ teknolojisi trendleri üretim, finans, eğitim, ulaşım ve müşteri hizmetleri dâhil birçok sektörde etki gösteriyor.
Siz de sektör ihtiyaçlarınıza özel bir yapay zekâ aracı kullanmak ve geleceğe yatırım yapmak için Bitrix24'ü tercih edebilirsiniz. İş süreçlerini tek bir platform üzerinden optimize eden Bitrix24 araçları ile tanışmak için sonsuza kadar ücretsiz planını hemen şimdi kullanmaya başlayabilirsiniz.
15.000.000 'dan fazla şirket tarafından güvenilir